13 Temmuz 2015 Pazartesi

INTO GLORY RIDE

MANOWAR


Albümle ilgili söylenebilecek fazla bir şey yok aslında. Fazla hızlı olmayan, gene epik şarkıların yapılmaya çalıştığı, son derece kısa bir albüm. Warlord dışında boş kurşun atmamış aslında Manowar. Grubu seviyorsanız, albümü de seversiniz. Battle Hymns a daha yakın dururken, arkasından gelecek Sign of the Hammer ve Hail to England 'ın da başlangıcı. Yer yer senfonik bir hava sezilse de, koro kullanımının, hızlı ve gürültülü parçaların olmamasından dolayı bırakacağı ilk intiba, Hail to England ve Sign of the Hammerdan farklı bir albüm olduğu yönünde olacaktır. Albümün dikkat çekici yönlerinden birisi elbetteki Eric Adams. vokalin kudretini her şekilde gösteriyor. Kayıtla ilgili olabilir bir durum muhtemelen, Adams 'ın temiz sesini en net ve sık duyduğumuz albümlerden diye düşünüyorum. Lakin, kendisini fazla zorlamadığını da hissedebiliyorsunuz. Elbete ki gene her notaya çıkıyor Adams, ancak bunu hiç zorlanmadan yaptığını rahatça hissettiriyor, zorlamaktan kastım bu. 

Warlord dışında boş kurşun yok yazmıştım, ki introda yer alan seks iniltileri dışında çekici bir tarafı olmayan, speed ağırlıklı şarkı pek Manowar tarzı değil aslında ve muhtemelen yaptıkları en kötü parçalar arasında rahatlıkla kendine yer bulur. 

Secret of Steel, Scorpions un yaptıklarına benzer power ballada yakın bir şarkı. Şarkının en ince detaylarından birisi, aralarda Adams ‘ın brutal mırıltıları. Bir dikkat edilmesi gereken ayrıntı da, De Maio 'nun bas gitarla arkada gitar gibi solo gidip gelmesi. Ağırlıklı olarak Adams ‘ın clean vokaline örnek gösterilebilecek bir parçadır diye düşünüyorum. 

Gloves of Metal, basit ancak akılda kalıcı nefis rifleri ve monotonluktan arınmış, vurgulu ritmi, ara ara duyduğumuz screamleri ile güzel bir parça. 

Gates of Valhalla hızlandıkça davula abanılan, inişli çıkışlı gene montonluktan uzak ritmiyle etkileyici bir parça. Harika bir solo girişine ve güzel bir soloya sahip. Vokal ağırlıklı olarak temizken gene de çok çok doğru anlarda kullanılan screamle kudretini gösteriyor. Şarkının sonlarında "endless knowledge, endless time" dizeleri screamle söylenirken, "i scream the final battle cry" ile Eric Adams dediğini yapıp son sözü söylüyor. 

Hatred gene Eric Adams 'ın kudretini gösterip her notadan bastığı, dünyanın en güzel çığlığıyla adeta ritm verdiği, gitarın en başarılı olduğu şarkılardan. Neredeyse saykodeliğe çalan yapısıyla gitar soundu en farklı Manowar parçalarından birisi yapıyor Hatred ‘i. 

Revelation prodüksiyondan da kaynaklı, Adams 'ın konuşma sesine en yakın ses rengini duyabileceğimiz şarkı, ağırlıklı olarak çok, ama çok temiz bir vokalle gidiyor. Elbette yükseldikçe o bildiğimiz kirli ses rengi kendini gösteriyor. Ortalama hızın üzerindeki parça, kendinizi büyük maça hazırlamak için sabah koşusuna çıkmış Rocky sanmanıza yol açabilecek bir ritme sahip. Davulun yakaladığı çok güzel bir ritm var ve davul o kadar ön planda ki, yer yer gitarı yutuyor. Çok iyi, yaratıcı davul atakları yakalayabilirsiniz. 

March for Revenge benim ilk dinlediğimden beri (20 sene ediyor) kafamdan atamadığım, Adams ‘ın sesinin "güzelliğini" ve temizliğini ilk keşfettiğim parçalardan birisidir. Adams ‘ın konuşma sesinden yükseldiği "fallen brothers as i hold close to your side" bölümünde akıldan çıkmayacak güzelliktedir bana kalırsa. Parçanın vokal ekosu ile, sadece gitar tınısı olan bu bölümler aslında en epik bölümler. Şarkının bir güzel bölümüde arka arkaya dört kez tekrar edilen "for when we march, your sword rides with me" sözlerinin yer aldığı, clean vokalle başlayıp, vokalin her tekrarda kirli vokale döndüğü ve screamle bittiği bölüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder