29 Temmuz 2015 Çarşamba

BATMAN: ASSAULT ON ARKHAM


Dark Knight Returns part 2, Assault On Arkham gibi animasyonları izleyince, Dc 'nin önümüze getireceği filmlerle ilgili de ( Suicide Squad, Batman vs Superman ) kafada net bazı öngörüler, fikirler oluşuyor. Suicide Squad trailerını izledikten sonra da, filmi Assault on Arkham ile bağdaştırmama imkanı yok elbetteki. 

Bu animasyon da, çizgi romanları takip edememe durumunda bazı kilit tanımları yapıp gerekli noktaları açıkladığı ve önümüzdeki film için fikir verdiği için de ilgi çekici ve sürükleyici. 

Hikayeye iki ayrı perspektiften bakıyoruz ve aslında birbiriyle bağlantılı iki ayrı hikayeyi izliyoruz temelde. Birisi Suicide Squad 'ın macerası, diğeri de Batman 'ın. İki ayrı hikaye olarak değerlendirme imkanımız olduğundan animasyonu, aslında Batman olması gerekenden daha az karşımıza çıkıyor, bizi ilgilendirense aslında Suicide Squad 'ın hikayesi. 

Suicide Squad temelinde, filmde de karşımıza çıkacak kilit karakterler yanında, Gotham 'ın meşhurlarıyla da karşılaşıyoruz. Animasyon bir nevi yıldızlar geçidi. Bu nedenle izlerken kaybolmaya yüz tutan dikkat, bir şekilde tekrar yerine geliyor. 

Hikayenin Suicide Squad tarafına kısaca değinmek gerekirse, The Riddler ( Eddie Nashton aka Edward Nigma ) bir şekilde hükümete bağlı çalışan Amanda Waller 'ın bilgisayarına erişim imkanı bulur. Bu yolla da, intihar ekibinin tüm mevcut, geçmiş ve potansiyel üyelerinin kimlikleri ile sicil kayıtlarını içeren bilgileri de indirir ve saklar. Dosyayı internete yüklemekle tehdit edince de, dosyanın geri alınma ihtiyacı doğar. Lakin, dosyanın tek kopyası Nigma 'nın bastonunda bulunan flash bellektedir, ki o bastonda Arkham eşya odasında kilitli tutulmaktadır. Böylelikle, intihar takımının Arkham 'a baskın için toparlanması gereği doğar. 

Burada Suicide Squad ( Task Force X ) için ayrı bir paragraf açmak yararlı olabilir. Bu ekip, hükümete ait ama kayıt dışı bir saldırı ekibi. Salıverilme umudu olmayan mahkumlardan seçilerek kurulur ve imkansız görevler için harcanabilir ajanlar olarak görev yaparlar. 

Bu macerada, Suicide Squad elemanlarını da sıralamak gerekirse: 
Killer Frost, King Shark, Black Spider, Deadshot, Captain Boomerang, Kgbeast, Harley Quinn

Gelelim Batman 'ın burada ki rolüne ve hikayenin ikinci kısmına. İlk etapta Batman 'ın intihar ekibini durdurmak gibi bir gayesi olduğunu düşünmek olası, ancak dediğim gibi hikaye iki parça ve burada Batman 'a düşen görev, Joker 'le karşı karşıya gelmek. Joker, büyük bir bombayı çalıp Gotham 'da bir yerlere saklamıştır. Bombanın yayacağı radyasyon şehrin yarısını öldürebilecek güçtedir ve Kara Şövalye şehrin altını üstüne getirmiş olmasına rağmen bombayı bulamayınca, yerini Nigma 'nın bilebileceğini düşünmüştür. Evet, intihar ekibi ve Kara Şövalye 'nin yollarının ilk kesişme noktası bilmececi. Ancak belirttiğim gibi, ana hikaye intihar ekibi üzerinden yürüdüğü için, Batman daha çok yan karakter gibi kalıyor, hikayesi yan hikaye gibi işler görünüyor uzun süre. Biz Batman 'ı daha az görürken, asıl yıldız ise, filmde Will Smith tarafından canlandırılacak olan Deadshot oluyor macerada, ki maceranın sonunda Jokerle final mücadelesine girişmekte ona düşüyor. Elbette Joker ve Harley Quinn 'i de eklemek ve Harley Quinn içinde bir ekleme lazım. Burası karakterle ilgili bilgisi olmayanlar için spoiler olabilir; Harley Quinn Arkham 'ın eski psikiyatristlerinden olduğundan mekanın planına ve lojistik unsurlarına dair geniş bilgiye sahiptir, kapıları açacak şifreleri bilmektedir ve kilit nokta; Joker 'in yavuklusudur. 

Animasyonun geniş bir yıldızlar karması olduğunu belirtmiştim. Karşımıza çıkan diğer bir kilit karakter de Cobblepot 'dur, yani penguen, ki ekibe Arkham 'a giriş için gerekli desteği sağlar. 

Hikayenin ana noktasının Nigma 'yı ( yani Riddler ) ortadan kaldırmak olarak açıklanabileceği animasyonda ortaya çıkan karmaşada Bane ve Harvey Dent dahi karşımıza çıkıyor tımarhaneden kaçarken. 

Tüm bunlar ışığında, neredeyse tüm kilit karakterlerin birer birer gözüktüğü, Batman 'dan ziyade Suicide Squad üzerine yoğunlaşmış ve bu nedenle izlenebilir bir animasyon oluyor eldeki. Joker karakteri görsel olarak çok başarılı olmamakla birlikte, bu kadar kalabalık bir kadroda yeteri kadar derinlik bulamamak normal karşılanabilir bir durum olarak gözükmekte animasyon için. Tüm bunların yanında, Dawn of Justice ( ve belki Dark Knight Returns 1-2 serileride ) filminde karşımıza çıkması muhtemel, hükümet tarafından istenmeyen adam Batman mitine temel hazırlayan sürtüşmeye de animasyonun sonunda tanık oluyoruz. 

Aksiyon dozajı yüksek olduğundan sıkma ihtimali düşük, ki daha açılışta Batman 'ın Nigma 'yı almak için ortalığı dağıtması fikir verici oluyor. Nigma 'nın Amanda Waller 'a sorduğu bilmeceler sırasında hafiften karizmayı dağıttığı açılışta günümüz dünyasına yaptığı minik dokunuşla da eğlenceli aslında: 
- Şu soruyu bil bakalım. Neye sen sahipsindir ama başkaları onu senden çok kullanır ?
- Adın...
- Ha! Bunu daha önce duymuşsun...
- Hayır. Dünyanın geri kalanı gibi ben de Google 'a erişebiliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder