DEADPOOL
Adından da anlaşıldığı gibi Deadpool 'un Marvel evreninde kim var kim yok temizlediği macera.
Neden yapıyor bunu sorusu, cevabı en zor verilecek soru belli ki. Durumu, çizgi roman evreninde bir karakter olduğunun farkında olan ( 4. duvarı yıkmış durumda yani, aslında kendisi bunu dans eden, aşık olan, ölen, acı çeken birer kukla olmak olarak tanımlamakta ) tek kahraman olmasıyla ilişkilendirebilmek mümkün.
Deadpol 'un biraz da tüm karakterleri ortadan kaldırırken kendi adına sarf ettiği " asla var olmamış olmayı istiyoruz " cümlesi aslında biraz yol gösterici olabilir, onun bu eğlencesine ışık tutmaya çalışırken. Kendisi ile birlikte diğer karakterlerinde popüler kültürdeki durumuyla ilgili sıkıntısı var belliki ve bu uyuz olma durumu yönlendiriyor biraz da onu.
Deadpool 'un dünyayı her anlamda olduğu gibi görüyor olması ve kaos un bildiğimiz dünyanın süregelen parçası olması da eklenince eldeki verilere, onun gibi bir karakter için neden aramaya gerek kalmıyor aslında. Kaos derken, zaten çok korkmuş bir toplumun, en büyük korkuları gerçek oluyor bir manada.
Çizgi romanlarda karşılaştığım suç ve kaos kavramlarında, kafamdaki referans hep Nolan 'ın Dark Knight 'ta yarattığı Joker oluyor aslında, burada da belirtmek gerek. Aslında, suçun, belki de kötülüğün hayatın doğal parçası olma durumu, normal bir davranış olarak kavranması gerekliliği, farklı bir yorumla olsada, Deadpool 'un karakterinde de kendini gösteriyor.
Kısacası, bizi akıl hastanesinde deli gömleği ile karşılayan ve Örümcek Adam 'ın " şu geveze kahraman olayını da benden çaldın zaten.. " dediği ( ironiye dikkat ), " geveze " deadpool 'un deli olduğunu düşünmek ne kadar normal olsa da, 4. duvar farkındalığını göz önüne aldığımızda misyonuna anlam vermemek mümkün değil, "neden" sorusuna cevap vermek zor olsa da.
Çizgi roman oldukça kısa, çizimler tatmin edicilikten uzak ve özensiz görünmekte. Ortada her ne kadar eşsiz bir fikir olsa da, eldeki kitap vadettiğini verebilmekten uzak. Bunun ana nedenlerinden birisi de aslında kısalığı muhtemelen. Örümcek Adam, Wolwerine, Thor ve Hulk dışında akılda kalıcı bir karşılaşma olmamakla beraber ( evet Avengers 'a düzenlenen saldırı da zekice kurgulanmış anlara sahne oluyor az buçuk ) insan tüm Marvel evreninin bu kadar kısa zamanda yüzüstü biçilmesini -en azından bir kere olacak bir olay olduğundan- tadına vara vara okumak istiyor. Kaldı ki, değinilen karakter mücadeleleri bile pek tatmin edici değil, Örümcek Adam belki biraz...
Deadpool 'un çizgi roman karakteri farkındalığı arada keyifli okumalara yol açıyor. Gerçekten işini bitirirken gördüğümüz ilk kahraman olan Örümcek Adam ile olan mücadesi mesela, bahsettiğimiz farkındalığa yaptığı vurgu etkileyici ve bulunmak istenirse, aranan amaca da ışık tutucu:
- Senin gibi olmadığım için şanslısın. yaptıkların yüzünden seni öldürmediğim için çok şanslın
- Öyle mi? İsteseydin bile, karakterden çıkmana izin verirler miydi sanıyorsun?
Öldürdükleri arasında yok yok, ancak sıra Wolwerine 'e gelene kadar Deadpool 'un çizgi roman dünyasına getirdiği aldatıcı eleştiri de vurucu olamıyor. Deadpool 'un gerçekten en fazla ciddiye alınacağı, yada alınmaya başlanacağı an :
"ölümün kıyısından geri dönmeye olan eğilimin, iyileşme özelliğin ile alakalı değil. senin mutant gücün rejenerasyon değil, popülerlik"
kelimelerini wolwerin'e sarf ettiği anlar sanırım.
Çizgi roman - gerçek dünya arasında ki bağlantıya Deadpool tarzı dokunuş yapılan çizgi romanın sonu da eğlenceli olmakla beraber, ihtiva ettiği hikaye itibarı ile koleksiyonluk olmayı hak ederken, aynı durumu çizim kalitesi için söylemek zor söz konusu cilt için. Birde hikaye ile ters orantılı uzunluğu sıkıntı olmasa, aslında adından daha büyük bir efsane olabilirmiş, çünkü şu haliyle bütün olarak değil, isim olarak hatırlanabilirliği var.
Deadpool: killogy serisi 1 ( deadpool killogy ) olarak da numaralandırmış Türkçe 'ye çeviren JBC Yayıncılık. Devamında Killustrated ve Deadpool Kills Deadpool geliyor, ki hepside Deadpool Kills Marvel Universe gibi dört sayılık mini seriler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder