Akılda Stallone ‘nin kullandığı 1950 Mercury Monterey, gene Stallone ‘nin Ray Ban ve Mp5 çakması gözlük silah ikilisi ve Brigitte Nielsen ‘le kalan film. Stallone ‘nin koca gözlükleri ve bebek edasıyla göğsünde tuttuğu silahıyla verdiği pozu hala oto sanayi sitelerinde ki dükkanlarda görebilirsiniz heralde.
Hitchcock vari bir banyoda sıkıştırılması sahnesi, kara film edasıyla karşımıza çıkan polis merkezindeki ofis muhabbetleri, canım Mercury ‘nin hacamat olduğu uzun bir kovalamaca sahnesi ve o kovalamada alevlerin arasından çıkan arabanın ikonik resmi gibi klişe film sahnelerinin olduğu, kapalı mekanlardaki kovalamaca sahnelerinde kullanılan boktan müzik, dandik figürasyon ve kötü oyunculuklar nedeniyle bir türlü istediği gerilimi yaratamayan bir film aynı zamanda.
Bunların parça parça sayılabiliyor olması bile filmin yönetmenlik tarafında biraz aceleye getirildiği kanısı yaratmıyor değil aslında, ki ortada konu – senaryo diyebileceğimiz bir şeyler de yok. Bildiğin ortalama altı aksiyon filmi, ancak ikonik karakterler kurtarıyor işte filmi.
bir de devamlılık sıkıntısı var herhalde, bir ara alevlerin içine gri dalan pikabın kırmızı çıktığını gördüm sanki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder